Dekanımız Prof.Dr. Hasan ERDAL'ın Hürriyet Gazetesi Yazısı

Teknoloji Fakülteleri

Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararlarıyla, ‘Teknik Öğretmen’ yetiştiren ‘Teknik Eğitim Fakülteleri’ kapatıldı, bunların yerine 18 tane ‘Teknoloji Fakültesi’ kuruldu. Bu sayı daha sonra eklemelerle 21’e ulaştı. 2010-2011 eğitim öğretim yılından itibaren de bu fakültelere öğrenci alınmaya başlandı. Teknoloji fakülteleri, mühendislik eğitimi veriyorlar ve mezunları mühendis unvanını alarak, diğer mühendislik fakültelerinin mezunlarıyla aynı haklara sahip oluyorlar.

Teknoloji Fakültelerini diğer mühendislik fakültelerinden ayıran en temel özellik uygulama odaklı eğitim vermesi. Diğer mühendislik fakültelerinden farklı olarak son sınıfa gelen öğrenciler ‘Yaz Stajı’ olarak da bilinen kısa dönemli stajlara ek olarak, eğitimlerinin yedince veya sekizinci dönemini, ‘İşyeri Eğitimi’ ya da ‘Uzun Dönem Staj’ adı altında endüstriyel kurum-kuruluş ve işletmelerde geçiriyorlar. Bu uygulama ilk olarak Teknoloji Fakülteleri’nde başladı. Ancak Yükseköğretim Kurulu (YÖK), bu uygulamayı diğer mühendislik ve fen fakültelerine de taşımak için çalışmalar başlattı, buna yönelik olarak 20 Eylül 2017’de Ankara’da ‘Fen ve Mühendislik Lisans programları Zorunlu İşyeri Uygulama Eğitimi Programı Bilgilendirme Toplantısı’ düzenlendi. Toplantıda üniversitelerin lisans düzeyinde fen ve mühendislik bilimlerinde okuyan öğrencilerinin eğitimlerini uygulamalı olarak tamamlamalarıyla ilgili konular görüşüldü.

 

REKABET ORTAMI OLUŞACAK
Hiç kuşkusuz ‘Uzun Dönem Stajları sayesinde öğrenciler mezuniyet sonrası iş hayatına atılma konusunda çok önemli deneyimler kazanıyor. İş bulma, iş yerine uyum sağlama gibi birçok problemi en düşük seviyede yaşıyorlar. Ancak bugüne kadar lisans seviyesindeki okullarda sadece teknoloji fakültelerinde var olan ‘İşyeri Uygulama Eğitimi’nin, fen ve diğer mühendislik lisans programlarında da yer alacak olması, bazı sıkıntıları da beraberinde getirecek. ‘İşyeri Uygulama Eğitimi’ için kaliteli işyeri bulma problemi bu sıkıntıların başında yer alacak. Diğer yandan mühendislik ve teknoloji fakülteleri arasında rekabet ortamı oluşacak. Bu sıkıntıları gidermek adına kanuni düzenlemelerin yapılması zorunluluk olarak görülüyor. Örneğin, belirlenecek kıstasları sağlayan iş yerlerine belli sayıda uzun dönem stajyer kabul etme zorunluluğu getirilmesi çözüm yollarından biri olabilecek. Teknoloji fakültelerinin birçoğunda öğretim elemanı kadrosu, kendi alanlarında deneyimli ve nitelikli teknik öğretmen ve mühendis kökenli öğretim elemanlarından oluşuyor. Temel hedef, modern teknolojilere dayalı altyapı ve laboratuvar imkânları ile özellikle uygulama becerisi yüksek, bilgi ve donanımı kuvvetli mühendisler yetiştirmek ve böylece ülkemizin bu alandaki ihtiyaçlarını karşılamak, kalkınmaya, endüstriye, bilim ve teknoloji dünyasına katkı sağlamak.

 

 

BİR YIL BİLİMSEL HAZIRLIK SINIFINDA EĞİTİM
Teknoloji fakültelerinin öğrenci kaynağı; genel, düz veya Anadolu lisesi olarak adlandırılan okullarla mesleki teknik ortaöğretim kurumları olan endüstri meslek liseleri ve teknik liseler. Bilindiği gibi teknoloji fakültelerinin açıldığı 2010 yılına kadar, alan katsayı uygulamalarından dolayı Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumları (MTOK) öğrencilerinin mühendislik fakültelerini tercih etmeleri mümkün değildi ve bu konuda büyük mağduriyetler yaşanıyordu. Örneğin, teknik lisede veya meslek lisesinde elektrik bölümünü bitirmiş bir öğrenci elektrik mühendisliğini tercih edemiyordu. Bu durum diğer bütün meslek dalları için geçerliydi. Teknoloji fakültelerinin açılmasıyla bu soruna bir nebze olsun çözüm bulundu. Kısaca MTOK olarak anılan bu kurumlardan gelecek öğrenciler için toplam kontenjanın yüzde 20’si kadar bir kontenjan ayrılıyor. Bazı MTOK’lardaki öğrencilerin matematik, fizik ve kimya dersleriyle ilgili bilgileri mühendislik eğitimi için gerekli seviyenin altında kalabildiği için bu kontenjandan gelen öğrenciler matematik, fizik ve kimya derslerinden muafiyet sınavına alınıyor, sınavdan başarısız olanlar bir yıl boyunca bilimsel hazırlık sınıfına devam ediyorlar.

 

FAZLA KONTENJAN KALİTEYİ ETKİLİYOR
Hali hazırda teknoloji fakültelerinde yürütülmekte olan uygulamalı eğitimin başarılı olması, fakültenin fiziksel altyapı-laboratuvar-atölye imkânları, öğrenci sayısı, öğrenci başına düşen öğretim elemanı sayısı ve iş yeri uygulamasının yapıldığı işletmeyle doğrudan alakalı. Bu anlamda, her yıl öğrenci kontenjanları bildirilirken bu hususlar göz önüne alınıyor ve öğrenci sayıları yukarıda bahsedilen imkânlar doğrultusunda belirleniyor. Ancak, teknoloji fakültelerinin özellikle bazı bölümlerine olan talebin çok fazla olması nedeniyle karar verici merciinin belirlediği kontenjanlar daima fakültenin öngördüğü kontenjanların üzerinde oluyor. Kontenjanların fazla olması verilen eğitimin başarısını ve kalitesini çoğu zaman negatif yönde etkiliyor. Bu nedenle, karar verici merciinin, öğrenci kontenjanlarını fakültenin belirlediği seviyede tutması diğer en önemli hususlardan biri. Uygulama ağırlıklı eğitim veren ve yukarıda da belirtildiği gibi el becerisi yüksek, özellikle uygulama alanında çalışacak mühendis yetiştirme görevini üstlenen teknoloji fakültelerinin, öğretim üyesi ihtiyacının yanında özellikle araştırma görevlisi düzeyindeki öğretim elemanına olan ihtiyacı daha fazla ve uygulamalı eğitim-öğretimin verimliliği açısından bir an önce bu ihtiyacın karşılanması gerekiyor.

 

 

DERSLERİN BİR KISMI İNGİLİZCE
Teknoloji fakültelerinden mezun olan öğrenciler şu an için iş bulma konusunda çok fazla problemle karşılaşmıyor. Öğrencilerin birçoğu iş yeri eğitimini yaptıkları firmalarda çalışmaya devam edebiliyor. Öğrencilerimizin iş hayatında karşılaştıkları en önemli problemin başında yabancı dil konusu yer alıyor. Her alanda olduğu gibi, mühendislik alanında da yabancı dil bilmenin önemi tartışılmaz bir konu. Bazı teknoloji fakültelerinde yüzde 30 İngilizce eğitim kapsamında derslerin bir kısmı İngilizce olarak işleniyor. Yine bu kapsamda yabancı dil hazırlık sınıfı da bulunuyor. Diğer teknoloji fakülteleri de yabancı dil problemini çözmek adına değişik çözüm yöntemleri üzerinde çalışıyor.

Hürriyet gazetesi web sayfasında bulunan yazıya ulaşmak için tıklayınız.

 

PROF. DR. HASAN ERDAL KİMDİR?
Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi elektrik öğretmenliği programından 1986 yılında mezun olan Prof. Dr. Hasan Erdal, yüksek lisansını 1987-1990 yıllarında Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde tamamladı. Doktorasını ise 1991-1998’de yine aynı enstitüde yaptı. Prof. Dr. Erdal’ın araştırma alanları içerisinde uzaktan erişimli laboratuvar, kontrol ve otomasyon ile elektrik makinaları bulunuyor. Birçok yükseköğretim kurumu tarafından destekli bilimsel araştırma projelerinin araştırmacılığını ve yürütücülüğünü de yapan Prof. Dr. Hasan Erdal, Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dekanlığı görevini yürütüyor.

HIZLI ERİŞİM